Yazdıklarım, yaşadıklarımın yerini aldı. İnsan yazarken, yazdıklarını yaşadıkları sanıyor zihnimin derinliklerinde uyuyan gizli düşünceler uyanıyor, solmuş duygularım canlanıyor, uzakta kalmış gençlik anılarım yorgun yüreğimi acısıyla tatlısıyla okşuyor, ruhumda zaman zaman oluşan karamsar duygular unutuluyor, her şey güzel ve sevgiyle hatırlanıyor,çirkinlikler örtülüyor. Öyleyse, burun kıvırmadan bu mutluluğun tadını çıkarmalıyım. İnsan bu kadar yaşadıktan sonra, gelecek günlerden çok az şey umuyor gönlü avuntuya, yeniliğe muhtaç.Yazdıklarımı başkalarının gözüyle okumak, onların sesinden dinlemek şaşırtıcı ve güzel sanki bana ait değilmiş gibi geliyor.
Bir resim belirir gözlerimin önünde kırık bir aynaya bakar gibi,parçalanmış görünür her şey önce. Sanki ağa yakalanmış yıllar,unutulmuş anılar. Sonra bir fırtına başlar ruhumda, silir süpürür tozları, netleşir görüntüler. Onu hatırladığım zaman, asıl canımı yakan unutmuş gibi davranmam değil mi? Hayatımdaki kalıcı anları hep geçici sanmıştım, tekrar yaşamak için geriye dönmedi zamanım şimdi her şey için ne kadar geç kaldım.
O an, her zamankinden daha güzeldi. Açmış kollarını uçacak bir kuş kadar narin, ufka bakıyor, neyi bekliyor? Gökyüzü ile deniz arasına sıkışmış güneşin ışıkları, dalgalarla oyun oynuyor. Bizi anlatan şarkıları beraber söylerdik, yolumuzu sonsuzluğa doğru çizecektik, söz vermiştik. Kumsala serilmiş ruhum, ayaklarıma çarpan dalgaları hissediyor. Nasıl bilebilirdim,buranın her şeyin başladığı ve bittiği yer olduğunu.
Kim beni onun elinden aldı, umurumda değil, aşındırdığım kaldırımlarına bu şehrin ne söyleyebilirim? Ancak, huzursuz, neşesiz oturup bekleyebilirim.Tutkuyla kanatlanmış gibi kalbimi çarptıran, sonra bir kayaya çarpmış gibi bu sevgi değil mi beni yaşamaktan alıkoyan? Artık gözlerimin önünde beliren resimlerde bulanık, beni yalnız bırakmalarını söylüyorum dinlemiyorlar.Belki de bir hayal, herkesin gördüğü ve acı çektiği.
Her şey biz insanlar için değil mi?
Ben kendimle konuşuyorum, sen başın bana dönük, elinde gül, yüzünde mutlu bir ifade uyuyorsun. İnanırım içinden şarkı söylüyorsun arada bir gözlerini açıp dışarıdaki gecenin koyu maviliğinde, sanki içimden geçenleri duyuyorsun. Elinden tutup, kırlarda koşmak istiyorum seninle kelebekler gibi dansetmek kır çiçeklerinin üzerinde. Sonra bir ağaç gölgesine sığınıp,günah işlemek gözlerinin içinde. Hissettin galiba, bana arkanı dönüyorsun..
Biliyorum senin gözlerinin önünde beliren resimlerde bulanik
Hala koynumda resmin......
Hala koynumda resminle yatiyorum sanki seninle yatiyormusum gibi opuyor opuyorum icim cok aciyor...
leyla teyze